Tercüme nedir? Tarihi neye dayanır?
Tercüme, "yabancı dil" engelinin yarattığı iletişim kopukluğunu gidermeye çalışan insanlık tarihi kadar eski bir aktarım girişimidir ve yeryüzünde farklı diller konuşulduğu sürece de var olmaya devam edecektir. Tarihte, insanın kendi dilini bilmeyen ve kendisiyle aynı kültür düzeyinde olmayana duyduğu itilimi ya da takındığı katı tavrı, kökü Yunancaya dayanan "barbar" nitelemesiyle dışa vurduğu görülmektedir. İşte çeviri, insanoğlunun bölünüp dağılmasından bu yana yaşadığı bu dil kargaşasını aşma yolunda verdiği uğraştır, diller ötesinde ortak bir dildir. Anadolu’daki kültürlerde rastlanan, iki dilli sözcük listeleri gibi, iki ya da daha çok dilde hazırlanmış sözlük şeklinde tabletlerin varlığı da çevirinin burada ciddi bir faaliyet olarak yürütüldüğünü göstermektedir. Bununla birlikte çevirinin, sorunsal olarak ne zaman ele alınmaya başlandığı pek bilinmemektedir. Ancak, çeviri zanaatı ve sanatı hakkında ilk sistematik çalışmalara Roma’da rastlanmıştır.
Ve bizce tercüme; farklılıklar arasında oluşturulan mutlak köprüdür ve kendi içerisinde de Yazılı Tercüme ve Sözlü Tercüme olmak üzere ikiye ayrılır.